Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
dile getirmek
Significados de
"dile getirmek"
en diccionario inglés turco : 31 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
dile getirmek
utter
v.
2
General
dile getirmek
reflect
v.
3
General
dile getirmek
mention
v.
4
General
dile getirmek
voice
v.
5
General
dile getirmek
frame
v.
6
General
dile getirmek
verbalize
v.
7
General
dile getirmek
give voice to
v.
8
General
dile getirmek
put into words
v.
9
General
dile getirmek
depict
v.
10
General
dile getirmek
express
v.
11
General
dile getirmek
make (somebody) talk
v.
12
General
dile getirmek
speak out
v.
13
General
dile getirmek
give utterance to
v.
14
General
dile getirmek
articulate
v.
15
General
dile getirmek
verbalise
v.
16
General
dile getirmek
term [obsolete]
v.
17
General
dile getirmek
egurgitate
v.
18
General
dile getirmek
emit
v.
19
General
dile getirmek
vent
v.
20
General
dile getirmek
word
v.
21
General
dile getirmek
wreak
v.
22
General
dile getirmek
give
v.
23
General
dile getirmek
vend [rare]
v.
24
General
dile getirmek
pour
v.
25
General
dile getirmek
outspeak [dialect]
v.
26
General
dile getirmek
float
v.
Phrasals
27
Phrasals
dile getirmek
cast out
v.
28
Phrasals
dile getirmek
bring out
v.
29
Phrasals
dile getirmek
give forth with
v.
Archaic
30
Archaic
dile getirmek
tongue
v.
31
Archaic
dile getirmek
harp
v.
Significados de
"dile getirmek"
con otros términos en diccionario inglés turco: 66 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
insanların bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek amacıyla durum ile ilgili gerçekleri dile getirmek
put the record straight
v.
2
General
sevincini dile getirmek
gratulate
v.
3
General
üzüntüsünü dile getirmek
express one's regrets
v.
4
General
görüşlerini tenkitçi bir tarzda dile getirmek (eski kullanım)
animadvert
v.
5
General
yeniden dile getirmek
re-articulate
v.
6
General
rahatsızlığını dile getirmek
chide
v.
7
General
ana konuyu dile getirmek
keynote
v.
8
General
(duygularını) dile getirmek
blow [obsolete]
v.
9
General
şikayet olarak dile getirmek
mean [scotland]
v.
10
General
yanlış şekilde dile getirmek
misarticulate
v.
11
General
ağdalı bir şekilde dile getirmek
mouth
v.
12
General
yeniden dile getirmek
revoice
v.
13
General
şiddetle dile getirmek
rip
v.
14
General
rahatsızlığını dile getirmek
complain
v.
15
General
(nahoş durumu) dile getirmek
drag up
v.
16
General
gerçekleri dile getirmek
pour out
v.
17
General
içini dökerek dile getirmek
discharge
v.
18
General
aniden dile getirmek
plump
v.
Phrasals
19
Phrasals
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
burst out with (something)
v.
20
Phrasals
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
burst out with something
v.
21
Phrasals
bir şeyi bağırarak dile getirmek/söylemek
holler something out
v.
22
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü dile getirmek/ifade etmek
weep for (someone or something)
v.
23
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında duyduğu acıyı dile getirmek
weep for (someone or something)
v.
24
Phrasals
(biri/bir şey) ile ilgili üzüntüsünü/acısını dile getirmek
weep for (someone or something)
v.
25
Phrasals
(bir şeyi bir şekilde) dile getirmek
render (something) in (something)
v.
26
Phrasals
(birinin/bir şeyin) arkasında olduğunu dile getirmek
come out for (someone or something)
v.
27
Phrasals
(birinin/bir şeyin) arkasında olduğunu dile getirmek
come out in favor of (someone or something)
v.
28
Phrasals
(bir şeyi) dobra dobra dile getirmek
come out with (something)
v.
29
Phrasals
(bir şey) dile getirmek
give forth (something) [dated]
v.
30
Phrasals
bir şekilde dile getirmek
render in
v.
31
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı eleştirilerini/görüşlerini dile getirmek
speak against (someone or something)
v.
32
Phrasals
düşüncesizce dile getirmek/ifade etmek
spout off
v.
Idioms
33
Idioms
açıkça dile getirmek
call a spade a spade
v.
34
Idioms
bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek
raise concern about
v.
35
Idioms
bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek
raise concern over
v.
36
Idioms
şikayetini dile getirmek
air one's grievances
v.
37
Idioms
sıkıntıyı dile getirmek
air a grievance
v.
38
Idioms
gerçekleri dile getirmek
lift the curtain (on something)
v.
39
Idioms
gerçekleri dile getirmek
raise the curtain (on something)
v.
40
Idioms
(bir şeyin) kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek
pick (something) to bits
v.
41
Idioms
bir şeyin/birinin kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek/arayıp bulmak
pick somebody/something to bits/pieces
v.
42
Idioms
bir şeyin/birinin kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek/arayıp bulmak
pull somebody/something to bits/pieces
v.
43
Idioms
kırıcı düşüncelerini dile getirmek/ortaya dökmek
dish it out
v.
44
Idioms
eleştirilerini dile getirmek/ortaya dökmek
dish it out
v.
45
Idioms
hakaretlerini dile getirmek/ortaya dökmek
dish it out
v.
46
Idioms
sinirini/öfkesini sert bir şekilde dile getirmek
be breathing fire
v.
47
Idioms
şikayetini dile getirmek
air grievances
v.
48
Idioms
şikayetini dile getirmek
air grievances
v.
49
Idioms
eleştirisini dile getirmek
be in full cry
v.
50
Idioms
gizli tutulan bir şeyi dile getirmek
break the silence
v.
51
Idioms
ne düşündüğünü dürüstçe dile getirmek
call it/them as (one) sees it/them
v.
52
Idioms
ne düşündüğünü dürüstçe dile getirmek
call it/them like (one) sees it/them
v.
53
Idioms
ne gördüğünü dürüstçe dile getirmek
call it/them like (one) sees it/them
v.
54
Idioms
bir şeyi dile getirmek
give voice to something
v.
55
Idioms
korkusunu, endişesini paylaşmak/dile getirmek
give voice to something
v.
56
Idioms
fikrini tam olarak dile getirmek
make your point
v.
57
Idioms
(bir şeyi) dile getirmek
put (something) into words
v.
58
Idioms
filler asla unutmaz (birinin her şeyi hatırladığını dile getirmek için söylenir)
an elephant never forgets
expr.
Trade/Economic
59
Trade/Economic
hükümet politikasından memnuniyetsizliği dile getirmek için yapılan toplantı
indignation meeting
n.
Linguistics
60
Linguistics
kötü bir şekilde dile getirmek
misword
v.
Archaic
61
Archaic
tekrar dile getirmek
redeliver
v.
62
Archaic
memnuniyetsizliğini dile getirmek
chode
v.
63
Archaic
sitemini dile getirmek
chode
v.
64
Archaic
mutluluğunu dile getirmek
congratulate
v.
65
Archaic
rahatsızlığını dile getirmek
school
v.
66
Archaic
kaybedilen zafere ilişkin pişmanlığı dile getirmek için kullanılan bir ünleme
ichabod!
interj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of dile getirmek
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy